Her bebek ne zaman dünyaya geleceğini bilir. Her bebeğin hazır olma süreci kendine özgüdür ve birbirinden tamamen farklıdır. Doğum için bir zaman belirlemek, bebeğin belirlenen anda dünyaya gelmesini istemek, bebeğin kendine özgün doğum sürecine dışarıdan bir müdahaledir. Doğurtulmuş olmakla kendi zamanında, medikal bir aciliyet söz konusu değilse kendi gücü, başlattığı doğum ile doğmak bebekler için birbirlerinden tamamen farklı deneyimlerdir. Anne veya bebeğin yaşamını tehdit edecek bir durum olmadıkça doğacağı zamana bebeğin karar vermesini beklemek bebekler için bir doğum hakkıdır.
Annelerin doğum öncesi ve sırası için tüm istek ve ihtiyaçları konusunda rahatlıkla doğum ekibi ile iletişim kurabiliyor olması, annenin doğuma dair taleplerine saygı duyulması önemlidir. Örneğin anne doğum sonrası plasentanın kendi hızında çıkmasını beklemek istiyorsa ve bu durum anne sağlığı açısından bir risk oluşturmuyorsa, doğum ekibi bu konuda anneye ihtiyaç duyduğu zamanı verebilir ve annenin isteğine saygı duyabilir. Pek çok zaman kadınların plasentayı hızlı dışarıya atabilmeleri için hormon takviyeleri ve müdahaleler kullanılabilmektedir.
Ayrıca annenin istediği kişilerin doğumda bir doğum destekçisi olarak annenin yanında yer alabilmesi, anneye bir ebenin süreç boyunca güçlendirerek eşlik etmesi, destek vermesi değerlidir. Annelere, doğum ekibi tarafından ‘’Hızlı itmezsen bebeği alacağım’’ gibi ifadeler kullanılmaması değerlidir. Amaç doğumda anneyi güçlendirmek ve desteklemek olmalı, bir sağlık sorunu oluşmadıkça anneler desteklenmelidir. Kendine güvenen ve bedeninin doğumu gerçekleştirebileceğini hisseden annenin doğum süreci çok daha kolay ve rahat geçecektir.
Anne bebek arası ten tene temasın hemen doğum akabinde sağlanması Dünya Sağlık Örgütünün de önerdiği bir uygulamadır. Bebeklerin doğum sonrası ilk ihtiyacı sağlığı etkileyecek bir durum yoksa temizlenmek değildir, anne ile ten teması kurmak ve böylece kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olmaktır. Hatta ideal senaryoda bebeğin memeye doğru tırmanmasını destekleyerek besin kaynağını yine içsel bilgeliği aracılığıyla ulaşması sağlanabilir. Bu aşama da bebeğin bir doğum hakkıdır. Ancak günümüzde bebekler özellikle temizlenmek için anneden ayrılmaktadır, temel ihtiyaçlarının anne teni ve kokusu olduğunu düşünürsek bu bebekler için zorlayıcı bir deneyim olabilir.
Bebeğin deneyimi açısından diğer zorlayıcı unsurlardan biri de günümüz teknolojisinin yoğun bir şekilde kullanılması, bebeğin sürekli olarak ultrasonla görüntülenmesi olabilir. Doğumlar hastane ortamında hızlı bir şekilde sonlandırılmak istendiği için, göbek kordonu atarken kordonu kesmek yani besin kaynağını aniden kesmek de bebekler açısından zorlayıcı bir deneyim olabilir.
Doğumu kolaylaştırabilecek süreçlerden bir diğeri de kolay doğum pozisyonlarına annenin teşvik edilmesidir. Örneğin annenin yatarak doğumu gerçekleştirmesi bebeği itmesi açısından kolay değildir. Oturma pozisyonları ve dik pozisyonlar yüzyıllar boyu gebelerin çocuklarını dünyaya getirme biçimleridir. Ancak pek çok hastanede bu tip pozisyonlar yasaklıdır. Bu nedenle pek çok gebe oturma pozisyonunda doğumu gerçekleştirebilmek için çok kısıtlı hastanede sunulan suda doğumu tercih etmektedir. Suda doğum anneler için rahat bir deneyim olsa da pek az hastane bu imkanı sağladığı için aileler için yüksek maliyetli bir çözümdür. Oysa her gebenin istediği pozisyonda doğurabilmeye hakkı vardır.
Comments